Bir tür kaygı bozukluğu olan fobi; gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya olaya karşı aşırı korku duyma durumudur. Sosyal anksiyete olarak da adlandırılan hastalık kişinin anlık hislerine karşı koyamadığı, genellikle çocukluk döneminden başlayarak ileri yaşlara kadar taşınmasıyla bilinir.

Tedavisi bir çok şekilde mümkün olan bu hastalığın son dönemlerdeki en çarpıcı ve etkileyici tedavilerinden birisi de sanal gerçekliktir.

“Korkarak yaşıyorsan sadece hayatı seyredersin.” Friedrich Nietzsche

Korkularını yenmenin en iyi yollarından biri onları kabul etmek ve onlarla yüzleşmektir. Hasta için durumu kabul ettikten sonra ilaç ve terapi tedavisi olmak üzere 2 seçenek vardır. Benim şuanda değinmek istediğim nokta tam olarak terapi noktası. Terapi belirli aralık seanslarla hastanın fobisine bağlı olarak doktorunun ona uyguladığı yüzleştirme yöntemi imgeleme, yani hayal etme yolu ile yapılabileceği gibi, canlı yani doğrudan korkulan nesne ya da durumla karşılaştırma yolu ile de olabilir.

Psikiyatr Dr. Serdar Serdaroğlu’nun”Kişi öncelikle, kendisini rahatsız eden bir nesneyi hayal ederek işe başlamalı.”cümlesinden yola çıkacak olursak hastanın bazı şeyleri hayal etmesinden daha da etkili bir yol olan sanal gerçeklik işte tam bu sırada devreye giriyor.

Sanal gerçeklik sayesinde hasta korkusu her ne ise onunla çok kolay bir şekilde yüzleşme şansını yakalayabiliyor. Aslında gerçek olmadığının bilincinde olan hasta yaşadığı deneyim ile korkusuyla çok gerçekçi bir şekilde yüzleşme şansını buluyor. Örnek vermek gerekirse entomofobisi (böcek korkusu) olan bir hasta sanal gerçeklik gözlüğünü takıp belki birkaç böceğin etrafında gezdiğini görebilir. Hatta belki durumu hasta adına daha sempatik bir hale getirmek için böcekler seslendirilebilir.

Bu tür durumlar fazlasıyla çoğaltılabilirken aynı şekilde farklılaştırılması da mümkün. Sanal gerçeklik dışında arttırılmış gerçeklik teknolojisinden de faydalanılarak değişik tedavi yöntemleri uygulanabilir. Entomofobi örneğinden devam edecek olursak bir uygulama yardımı ile hasta masasında bir böceğin yürüyüp, hareket ettiğini deneyimleyebilir.

Hayatımıza girdiği günden bu yana eğlence, eğitim, turizm, moda ve sağlık gibi birçok sektörde isminden söz ettiren sanal gerçeklik önümüzdeki günlerde hem daha fazla sektörde yer alacak hem de bulunduğu sektörlerde çok daha aktif bir rol oynayacağa benziyor.