Sanal Gerçeklik ile Etkinlik Ajanslarının Dijital Dönüşümü

 Kategori: Blog

Sosyal mesafemizi koruduğumuz izolasyon döneminde iş toplantıları, organizasyonlar, çevre edinme gibi amaçlarda kullanılacak en güvenli platformlardan biri olan sanal gerçeklik, anı deneyimletme özelliği, hafızada kalıcılığı ve inovatif sosyalleşme yöntemleriyle ilgi çekici teknolojilerden biri olarak görülüyor.

Goldman Sachs global yatırım araştırma şirketinin yayınlamış olduğu istatistiğe göre 2025 yılında genişletilmiş gerçeklik teknolojilerine ayrılan 35 milyar dolarlık bütçenin 4.1 milyar dolarlık payını canlı etkinlik uygulamaları alacak. 5G teknolojisiyle birlikte hızlı bir ivme kazanacak olan canlı etkinliklere son kullanıcının da ilgisi oldukça büyük. Teknoloji devlerinden IBM’in yaptığı araştırma bunu doğrular nitelikte. 21 ülkede, 12.500 kişiye yöneltilen «5G teknolojisiyle ilintili en çok hangi konu sizi heyecanlandırıyor?» sorusuna verilen cevabın %45’lik bir oranla sanal gerçeklik eğlence ve etkinlik uygulamaları ikinci sırayı aldı.

Kaynak: Business Insider Intelligence

Bugünlerde 5G teknolojisinin henüz alt yapı çalışmaları olsa da Covid-19 nedeniyle yaşanan sosyal izolasyon, canlı etkinlikleri gerçekleştirmede dijital platformlara yöneltti. 2020 Mart ayında gerçekleştirilen dünyanın ilk sanal gerçeklik konferansı başarıyla tamamlandı. HTC Vive tarafından yapılan «Virtual VIVE Ecosystem Conference (V²EC)», 55’ten fazla ülkeden 2000 kişinin katılımıyla sanal gerçeklikte mevcut telekomünikasyon altyapısını kullanarak canlı olarak yayınlandı.

Böyle başarılı bir örnek ardından gözler, sanal gerçeklik ajanslarına çevrildi ve Türkiye’de bu tip uygulamaların altyapısını hazırlamak için AR-GE’lere hız verildi. Peki objektif olarak değerlendirirsek sanal gerçeklik teknolojisini canlı etkinlik uygulamalarına taşıyabilir miyiz? Artısı ve eksisiyle bir SWOT analizi yaparak konuyu değerlendirelim.

Şekil 1: Canlı Etkinliklerde Sanal Gerçeklik Kullanımı SWOT Analizi

Tabloyu bir organizasyon şirketi tarafından ele aldığımızda, etkinlik alanında dijitalleşme, bir ajansın üstlendiği bir çok iş-görevi ortadan kaldırırken buna eş zamanlı olarak harcama giderlerini de azaltıyor. Burada yaratıcı roller üstlenen ajans çalışanları ile deneyim tasarımcıları bir araya gelerek etkinlik alanını sanal ortama taşırken, diğer operasyonel süreçlerde görev alan ekipler ise yeni strateji ve planlamalarla işe dahil oluyor.

Son kullanıcı ya da katılımcı olarak tabloya baktığımızda ise sanal gerçeklik cihazlarının Türkiye’de henüz yaygınlık kazanmamış olması, ürünlere erişimin ekonomik açıdan zorluğu ve tedarik gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Sanal gerçekliğin bilinirliğinin yeterli doygunluğa ulaşmaması da üzerinde çalışılması gereken bir diğer başlık olarak karşımıza çıkıyor.

Bu bilgilerin, örneğin ve analizin ışığında, mevcut telekomünikasyon alt yapılarının ihtiyacı karşılayabileceği ve teknoloji adaptasyonu yüksek bir ülke olduğumuzu hesaba katarsak, eğilmemiz gereken esas konunun sanal gerçeklik teknolojisinin yaygınlaştırılması olduğunu pekala söyleyebiliriz.

 

 

Önerilern Yazılar
Bizimle İletişime Geçin

Okunmuyor mu? Yazıyı değiştir. captcha txt
tr_TRTurkish
en_GBEnglish tr_TRTurkish